İngilizce’de would
çok çeşitli anlamları ifade edebilir ve farklı durumlarda kullanılır. Would
genellikle geçmişe veya hayali, varsayımsal durumlara bağlı olarak tercih edilir. İşte would
modal fiilinin detaylı kullanım alanları:
Would
, koşul cümlelerinde hayali ya da varsayımsal bir durumu ifade etmek için kullanılır. Bu kullanımlarda would,
Türkçeye “… olurdu” veya “… yapardım” şeklinde çevrilebilir.
If I had more time, I would read more books. (Daha fazla vaktim olsaydı, daha fazla kitap okurdum.)
Type 2 (İkinci Tip Koşul Cümleleri):
Mevcut durumda mümkün olmayan ya da hayali durumları ifade eder.
If + Özne + Simple Past + Özne + would + Fiil (Base Form)
If she were here, we would have a greate time. (Eğer burada olsaydı, harika vakit geçirirdik.)
Type 3 (Üçüncü Tip Koşul Cümleleri):
If + Özne + Past Perfect + Özne + would have + Fiil (V3)
If I had known, I would have told you. (Bilseydim, sana söylerdim.)
Would
, birini kibarca bir şey yapmaya davet etmek veya bir şey istemek için kullanılır. Bu durumda Türkçede genellikle “ister misiniz” ya da “… yapar mısın” olarak çevrilebilir.
Would you like some tea? (Biraz çay ister misiniz?)
Would you help me with this project? (Bu projede bana yardım eder misiniz?)
Would you mind closing the door? (Kapıyı kapatabilir misiniz?)
Would
, geçmişte düzenli olarak yapılan ama artık yapılmayan alışkanlıkları belirtmek için kullanılır. Bu kullanım, used to
yapısına benzerdir ancak daha nostaljik bir hava taşır.
When I was a child, we would go to the beach every summer. (Çocukken her yaz sahile giderdik.)
He would always bring flowers on her birthday. (Doğum gününde her zaman çiçek getirirdi.)
They would spend hours talking on the phone. (Saatlerce telefonda konuşurlardı.)
Would
tahmin ya da varsayım ifade etmek için kullanıldığında Türkçede “olur”, “olabilir” gibi anlamlara gelir.
I think he would love this movie. (Bu filmi çok severdi diye düşünüyorum.)
That would be wonderful! (Bu harika olurdu!)
I would imagine she’s very tired after her trip. (Seyahatinden sonra çok yorgun olduğunu tahmin ediyorum.)
Dolaylı anlatımda, doğrudan konuşmada kullanılan will
yerine would
kullanılır. Bu kullanım geçmiş bir durumu bildirirken tercih edilir.
She said she would come to the party. (Partiye geleceğini söyledi.)
He promised he would finish the report by Friday. (Raporu cuma günü bitireceğine söz verdi.)
They said they would arrive early. (Erken geleceklerini söylediler.)
Birinin devam eden bir davranışından rahatsızlık ya da şikayet belirtmek için would
kullanılabilir.
She would always leave her room messy. (Odasını hep dağınık bırakırdı.)
He would always arrive late. (Her zaman geç kalırdı.)
They would insist on their own way. (Kendi yollarında ısrar ederlerdi.)
-> If I were you, I would take that job. (Senin yerinde olsam, o işi kabul ederdim.)
-> Would you like to join us for dinner? (Akşam yemeğine katılmak ister misiniz?)
-> He would often talk about his travels. (Sık sık seyahatlerinden bahsederdi.)
-> She said she would finish it by today. (Bugün bitireceğini söyledi.)
-> I would think he’s already left by now. (Şimdiye kadar gitmiş olduğunu düşünürüm.)
-> She would always forget her keys. (Anahtarlarını hep unuturdu.)