Modal verbs, İngilizce’de bir eylemin yapılabilirliğini
, olasılığını
, zorunluluğunu
veya izin durumunu
belirtmek için kullanılan yardımcı fiillerdir. Bu fiiller, özneye göre çekimlenmez ve ardından gelen fiil yalın halde olur. Şimdi modal verbs’in kullanım alanlarını daha ayrıntılı şekilde inceleyelim.
Can:
ve Can't
Bir kişinin yetenek ve imkanlarını belirtmek için kullanılır. Can
bir eylemin yapılabilir olduğunu belirtirken, Can't
ise bir eylemin yapılamayacağını belirtir.
Özne + can + fiil (base form)
Özne + can't + fiil (base form)
Can + özne + fiil (base form)?
I can swim. (Yüzebilirim.)
Can you drive? (Araba kullanabilir misin?)
He can't speak French. (Fransızca konuşamaz.)
Could
ve Couldn’t
geçmişteki yetenekleri ve ricaları belirtmek için kullanılır. Could
bir eylemin geçmişte yapılabilir olduğunu belirtirken, Couldn’t
ise bir eylemin geçmişte yapılamadığını belirtir.
Özne + could + fiil (base form)
Özne + couldn't + fiil (base form)
Could + özne + fiil (base form)?
When I was younger, I could run fast. (Gençken hızlı koşabiliyordum.)
Could you help me? (Bana yardım eder misiniz?)
I couldn't solve the problem. (Sorunu çözemiyordum.)
May
ve Might
bir eylemin olasılığını ve izin durumunu belirtmek için kullanılır. May
bir eylemin olasılığını belirtirken, Might
ise bir eylemin belirsiz bir olasılığını belirtir.
Özne + may/might + fiil (base form)
Özne + may/might not + fiil (base form)
May/Might + özne + fiil (base form)?
It may rain tomorrow. (Yarın yağmur yağabilir.)
May I leave early? (Erken ayrılabilir miyim?)
He might come to the party. (Partiye gelebilir.)
She might not agree with you. (Sana katılmayabilir.)
Must
ve Mustn’t
bir eylemin zorunluluğunu ve yasaklarını belirtmek için kullanılır. Must
bir eylemin yapılmasının zorunlu olduğunu belirtirken, Mustn’t
ise bir eylemin kesinlikle yapılmaması gerektiğini belirtir.
Özne + must + fiil (base form)
Özne + mustn’t + fiil (base form)
Must + özne + fiil (base form)?
You must wear a seatbelt. (Emniyet kemeri takmalısın.)
You mustn't smoke here. (Burada sigara içmemelisin.)
Must we attend the meeting? (Toplantıya katılmak zorunda mıyız?)
Have to
ve Don’t have to
bir eylemin zorunluluğunu ve gereksizliğini belirtmek için kullanılır. Have to
bir eylemin yapılmasının zorunlu olduğunu belirtirken, Don’t have to
ise bir eylemin yapılmasının gerekli olmadığını belirtir.
Özne + have to / has to + fiil (base form)
Özne + don’t have to / doesn’t have to + fiil (base form)
Do / Does + özne + have to + fiil (base form)?
I have to go to work. (İşe gitmek zorundayım.)
You don't have to come if you're busy. (Meşgulsen gelmek zorunda değilsin.)
Does she have to finish the project today? (Bugün proje bitirmek zorunda mı?)
Should
ve Shouldn’t
bir eylemin yapılması gerektiğini veya yapılmaması gerektiğini belirtmek için kullanılır. Should
bir eylemin yapılmas gerektiğini belirtirken, Shouldn’t
ise bir eylemin yapılmaması gerektiğini belirtir.
Özne + should + fiil (base form)
Özne + shouldn’t + fiil (base form)
Should + özne + fiil (base form)?
You should see a doctor. (Bir doktora görünmelisin.)
You shouldn't eat too much sugar. (Çok fazla şeker yememelisin.)
Should I call you later? (Daha sonra seni aramalı mıyım?)
Ought to
Should ile aynı anlamı taşır ve benzer şekilde kullanılır, ancak biraz daha resmidir.
Özne + ought to + fiil (base form)
Özne + ought not to + fiil (base form)
Ought + özne + to + fiil (base form)?
You ought to apologize. (Özür dilemelisin.)
You ought not to be late. (Geç kalmamalısın.)
Ought I to call you later? (Daha sonra seni aramalı mıyım?)